Ülkemize ilk otomobil 1905 yılında bir İngiliz tarafından getirilen 1905 model bir Rover’ dir… Daha yıllarda otomobillere olan ilgi giderek artmış, cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren başta Atatürk olmak üzere çeşitli devlet büyüklerimizin otomobillere olan ilgisi, bu ilginin yavaşça halka doğru intikal etmesini sağlamıştır. Bu şekilde başlayıp, 40’lı yılların sonuna doğru hızlanan otomobil ithalatı, 50’li yıllarda artmış, 60’lı yıllara gelindiğinde diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde otomobillerin sayısı hatırı sayılır bir şekilde artmaya başlamıştır. Bu artışta önemli pay sahibi, ülke ilişkilerimizin artmasıyla birlikte Amerikan Otomobilleri olmuştur.
“Klasik Otomobil” terimi ilk kez 60' lı yıllardan itibaren hayatımıza girmeye başlamış ve ancak emsalleri bu tarihlerde dünyanın çeşitli yerlerinde değişik konu ve kategorilerde kurulmaya başlanmış olmasına rağmen ülkemizdeki ilk oluşum olan KLASIK OTOMOBIL KULÜBÜ 1990 yılında hayata geçmiştir… Amacı bu otomobillerin korunması, yaşatılması, daha geniş kitlelere sevdirilmesi, ülkemize kazandırılıp gelecek nesillere intikal ettirilmesi olan kulüp bu düşünce doğrultusunda her yıl düzenlediği çeşitli yarışma, etkinlik ve organizasyonlarla klasik otomobil tutkunlarının sayısını arttırmaya çalışmaktadır…
Bugün ülkemizdeki klasik otomobillerin sayıca ve imgesel varlığı ülke nüfusuna oranla çok düşük bir seviyede olduğu tahmin edilmekle birlikte sevindirici bir durum var ki, o da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de klasik otomobil meraklılarının devamlı olarak artmasıdır… Bir zamanlar parçası bulunmuyor, çok benzin yakıyor diye hurdaya çıkarılan, hatta motoru değiştirilen klasik otomobillere, günümüzde son model otomobiller kadar, belki de daha fazla değer veriliyor. Bu durum yakın zamana kadar ilgisizlikten yok olmaya terk edilen çok sayıda otomobilin çeşitli atölyelerde yeniden restore edilerek hayata kazandırılmasını sağlıyor…
Bu sayede ülkemizde de bu tutku giderek yaygınlaşıyor.